Düşünceler, inançlar öğrenilmiştir. Yanlış ya da doğru olabilirler. Bu öğrendiğimiz düşünce ve inançları değiştirmemiz gerekebilir. Öğrenilmiş olduklarına göre değişme ihtimalleri de söz konusudur diyebiliriz.
- Ya hep ya hiç şeklinde düşünme: İki farklı kategoriden bir tanesi üzerine düşünme.
- Örnek: tüm sınavlardan başarılı değilsem, tamamen başarısız biriyimdir.
- Felaketleştirme(falcılık): Olası sonuçları dikkate almadan geleceği olumsuz görme:
- Örnek: hep üzüntülü hissedeceğim, hiçbir işi beceremeyeceğim.
- Yaptıklarını değersiz bulmak: Başardığı şeyleri değersizleştirmek.
- Örnek: “Bu ödevi iyi yaptım ama bu beni başarılı yetenekli olduğumu göstermez, sadece şanslıydım.”
- Duygusal muhakeme: Düşünceden ziyade ne hissettiğini dikkate alma, önemseme.
- Örnek: Okulda birçok şeyi doğru yaptığımı hissediyorum ama yine de kendimi başarısız hissediyorum.
- Etiketleme: Etraflıca düşünmeden yani birçok açıdan değerlendirme yapmadan etiket yapıştırmak.
- Örnek: “İşe yaramaz biriyim.” “Değersiz biriyim.” “Aptalın biriyim.”
- Büyültme ve küçültme: Kendinizi, başka birini ya da bir durumu değerlendirirken olumsuz yanını büyütür, olumlu yanını küçültürsünüz.
- Örnek: Yüksek notlar benim zeki olduğumu göstermez.
- Zihinsel filtre: Resmin tamamını görmek yerine olumsuz bir detayı mercek altına almak.
- Örnek: Birçok yüksek notu olan öğrencinin bir iki tane düşük not aldığında kendisinin başarısız olduğunu düşünmesi.
- Akıl okuma: Başkalarının aklından ne geçtiğinin tahmin etmek ve kendi tahminlerine inanmak.
- Örnek: Bir arkadaşınızın size açıkça aptal demediği halde sizin hakkınızda aptalın teki diye düşündüğünü düşünmek. Yani elde somut bir veri yokken böyle düşündüğünden emin olmanız.
- Aşırı genelleme: yaşanan bir olay\durum sonrasında benzeri her durum\olay için aynını düşünmek.
- Örnek: Sevgilisinden ayrılan bir bireyin tüm insanlar için güvenilmez şeklinde düşünmesi.
- Gereklilik, zorunluluk ifadeleri:
- Örnek: Her zaman en iyisini yapmalıyım.